30 Ocak 2013 Çarşamba

İnan bana dostum aşk diye birşey yoktur, sadece yolunu kaybetmiş duygular vardır
Hayatında ölmeyi değil de biraz daha yaşamayı istemeni sağlayan her ne varsa onun için mücadele etmelisin.
Gece gözlerinin perdesini aç SEVGİLİ, bir ömür ben kalayım uyku diye kirpiklerinde!
Bazen konuşurken birbirimize dokunuyormuşuz gibi hissediyorum,'' demişti bir ara. ''Sanki konuşmuyoruz da sarılıyoruz..
Bazen bir hikâye tutuşmuş iki eldir, kenetlenmiş on parmaktır. şimdi gizlice söyle bana, saklı düşler ne demektir. yağmur ne demektir terk ne demektir. işte o zaman anlayacağız yeniden gitmek ne demektir.
Felaketlerden zevk alan bir mizacın mı var diye sormuştum bir seferinde. Gerçeklere tahammül edebilecek gücüm var demişti.

29 Ocak 2013 Salı

Önemli olan çok şeye sahip olmak değil
En az şeye ihtiyaç duymak değilmidir ?

28 Ocak 2013 Pazartesi

Seçtiklerimiz, nelerden vazgeçtiğimizi anlatır aslında… vazgeçtiklerimiz de neleri seçtiğimizi…
Bir anlam gelse,
Ne varsa alsa,
Gitse.

Bir anlam gelse,
Ne varsa verse,
Kalsa.
Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm.
Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm.
Obur doymazlıkların obur açlıklarında,
Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm.

Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde;
Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.

27 Ocak 2013 Pazar

Tam öyle herşey tamam diyorsun, benim hayatım artık iki kişilik diyorsun ve iki kişilik düşünmeye başlıyorsun ama sonra ne oluyor biliyormusun? ''Gidiyor'' Böyle dıral dedenin düdüğü gibi kalıyorsun. Şimdi o gidiyor ya, ikiden bir çıkınca ne kalır bir kalır değil mi? Öyle değilmiş işte, yarım kalıyormuşşsun...

26 Ocak 2013 Cumartesi

Duyguları çürümek üzere kafası fazlasıyla karışık birazda sorunlu bir adamım ben.. Sende haklısın.. Ben olsam bende beni sevmezdim zaten...
Benim ayağımın altı da müsait başımın üzeri de....duracağın yeri sen belirle
Önümde yürüme
Seni takip edemeyebilirim
Arkamda yürüme
Sana yol gösteremeyebilirim
Sadece yanımda yürü
Ve dostum ol..

“Bazı şeyleri zaman asla iyi edemez; bazı yaralar derinlere işler, izi hep kalır.”
Ben susuyorum…
Benim sırlarımı sana gönlüm söyleyecek !
Ama dikkat et, gönlün sesini sadece gönül duyar…
Bize can kulağını ver!
Ten kulağı gerekmez…

Ey Gönül..!
Ateş için rüzgar ne ise, Aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir..!
Ve iyi bil ki, Ey Gönül..!
Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir..!
Yanıp kül olmadan asla geçemezsin..!

Her şey güzel olacak demiyorum sana;
Olurda her şey kötü giderse BEN yine yanında olacağım diyorum..
" Dedilerki gözden uzak olan gönülden ırak olur.. Dedim ki: gönle giren gözden ırak olsa ne olur.."
Ücretsiz olmasına rağmen sevmeyi beceremeyen insanlar var.
"Allah kuluna üç şekilde cevap verir; 'Evet' der,istediğini verir; 'Hayır' der,daha iyisini verir; 'Bekle' der ve en iyisini verir."

25 Ocak 2013 Cuma

Hasretin düşüyor, en yıldızsız gecedeki dolunayın gözlerine... Sesin geliyor kulaklarımaa... Gecenin en sessizliğinde, yüreğimi delip geçen bir mermiye benzeyen sesin...
Mevsim ne olursa olsun, her sağanak yağmurda, sana koşuyorum ben, yalın ayak bir çocuk masumluğunda...
ilk önce konuşmaktan korkarsın sevdiğinle, sonra ona aşık olmaktan. Bunlar neyse de en son kaybetmekten korkarsın işte..

24 Ocak 2013 Perşembe

Bazen “hoşçakal” demeyi öğrenmen gerekir.“hoşçakal” demeyi öğretirler sana. İnce ince döşerler kalbinin kırıklarını egolarına. Umursuyormuş gibi davranıp görmezden gelirler. Aranızdaki bağı boynuna dolarlar, nefessiz bırakırlar.Hep bakarlar ama hiç görmezler.Yakarlar ufak bir yalan çöpüyle hayallerini.Artık “hoşçakal” demen gerekir.Usulca uzaklaşırsın ondan soğuklara doğru, üşümen umrunda olmaz.Ne kadar uzağa gidersen git aklına geldiği an canını çok acıtır.Hep seninledir, içinde, dışında, dinlediğin şarkılarda, izlediğin filmlerde, anılarında, uyumadan önce, uyandığında, gülümserken, ağlarken, hayal kurarken, yemek yerken mesela..Hoşçakal dersin ya..Hoşça kalmaz ki, şu an bile aklında.
Mücadele tekbaşına verildiği zaman anlam kazanırmış,zaten mücadele vermeye başladığında da kimse yanında olmazmış,anlarmışsın ozaman dostu,düşmanı,hakikatler çıkarmış ortaya,bir bir hesaplaşırmışsın herşeyle,olgunlaşırmışsın kat kat,yüzünde çizgiler birikirmiş,saçında beyazlar .herşey değişirmiş;gözün ,kulağın,kalbin....ama birtek şey değişmezmiş 'İÇİNDEKİ DOĞRULUK,DÜRÜSTLÜK'

23 Ocak 2013 Çarşamba

İnsanın zamanı varsa, herşeyin gelmesini beklemeye mecburdur. Her şeyi varsa eğer; Zamanın geçemesini beklemeye mahkumdur.
Son isteğin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydır,
ilk isteğin nedir?
Sorusundan.

Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadı,
Korkusundan.
Rüyamda aşk ile karşılaştım, insan arıyordu.
Uyandım, insan ile karşılaştım, aşk arıyordu...
Kasırgalar, toprağın derinliklerine kök salan ağaçları daha da güçlendirir. Ama tutkunluklarımız yapraklara benzer. En hafif bir rüzgar altüst edebilir onları.
Bir sarhosun gazete kağıdına sarıp içtiği gibi sevmeli insan, ulu orta ama gizli...

21 Ocak 2013 Pazartesi

Seni nasıl seviyorum biliyor musun sevgili ?
Ezanı İlk duyar gibi, ilk abdestimi alır gibi, ilk namazımı kılar gibi, ilk besmele mi çeker gibi, ilk niyetimi alır , son nefesimi verir gibi .
İmkânsızlıkları yaşamak mıdır sevmek,
Yoksa severken imkânsız mıdır yaşayabilmek?
Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek,
Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek?
Kolay mıdır biranda vazgeçip gitmek,
Yoksa gitmekten vazgeçip, sevmek mi gerek?
Ne garip.. Kazanmak insanlara yetmiyor. Diğerlerinin kaybettiğini de görmek istiyorlar
Bazen dayanmaktır sevmek;
hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek…
Bazen yaşamaktır sevmek;
soluksuz ciğer gibi sevgisiz kalbin duracağını bilmek…
Bazen ağırdır sevmek;
sevdiğine layık olabilmek…
Ve bazen hayattır sevmek; birini çok uzaktayken bile, yüreğinde taşıyabilmek…
Özlemek, aşkın yaramaz çocuğu...
Ben, o çocuğu bile usandırdım artık...
Senden yana olanın da
Sana karşı olanın da bir değeri yok;
Seni anlamadıkça...
Parantezler açtım ömrümde, yanlış zamanlarda yaşadım ilişkilerimi. Ya erken sevdim, ya geç kaldım. Hep benden habersiz kapadılar parantezlerimi, önsöz olarak kaldım her öykümde
rüzgâr
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor
dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerinde vücudumun
ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hissettiğim an
demirler eriyor hırsımdan.

Bir aksam üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebebsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim.


Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..

20 Ocak 2013 Pazar

Yanlışların ve eksiklerin yüzüne yüzüne vurulmuyorsa, bu senin mükemmel olduğunu değil, dostsuz olduğunu gösterir
Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım.
Belki de insanlar kendi kendilerini düşünmek, hayaller kurmak için yeteri kadar yalnız kalamadıklarından anlayışsız oluyorlardı.
Bilmiyorum ne vardı saçlarında..
Rüzgar mı delice eserdi..
Gözlerim mi öyle görürdü yoksa..
Saçlarının her hali hoşuma giderdi..

Aşka gönül ile düşersen yanarsın.
Zeka ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın.
Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma bir yol seç.

19 Ocak 2013 Cumartesi

''İnsanın başına ne gelirse merakından gelir" demiş eskiler. Baktım olmuyor.. Ben seni merak edeyim, sen de geliver.
Omuzuna yaslandim... -Napıyorsun ? dedi... -Salağa yatıyorum dedim...Anlamadi... Bir daha sevdim...
Ben 4 kişiyim: 1 ben, 2 içimdeki, 3 aynadaki, 4 kalbimdeki... Beni geç, içimdeki zaten deli, Kır aynadakini.. Ya kalbimdeki ?
Bazı insanları kırmak gerekir.. İçinde ne olduğunu görmek için..
Dışardan Çok Mutlu Bir Yaşam
Sürüyoruz Gibi Gözüksede
Geceleri 4 Duvar Arasında
Müebbet Yemiş Hayaller...
Bazen geri dönüşler insanları sevindirir,zannederler ki yenildin , zannederler ki yıldın , zannederler ki yıkıldın . İşte diyorum ya sadece zannederler .
yapayalnızım
çaresiz yorgun
hala öylemiyim
sorma
anlatmamı isteme
yorulmaktan yorgunum
inanmayacaksın
biliyorum
sadece yazalım
tanımak
silmekten bir önceki adım...

17 Ocak 2013 Perşembe

Doğru insan, yanlış zaman. Doğru zaman, yanlış insan.. İşte hayat böyle oyunlar oynar herzaman
Aslında hiç kimse sevmedi seni,Bir ben sevdim seni..Severmiş gibi değil,Kana kana sevdim seni.Tıka basa sevdim.Dolu dolu sevdim..Aslında kimse sevmedi seni,Sevmekten çekindi.Oysa ben;yana yana sevdim seni..Bile bile sevdim..Aklımdan zorum var gibi,Aklıma silah dayanmışçasına,Mecburmuş gibi,Ve başka çarem yokmuşçasına,Bir ben sevdim seni..Aslında bir sen sevmedin beni,Herkesi sevdiğin gibi.

Gerçektende zaman geçmiyor sensiz.
Sensiz geçen neyse bende bilmiyorum.
Ama emin ol zaman değil.
Galiba sensiz sen geçiyor.

Bekle deseydin, gelmeyeceğini bilsem yine beklerdim.
-Senin İçin Yasak Dediler 
YasakLar Çiğnenmek İçindir Dedim...
-Senin İçin İmkansız Dediler
Önemli Olan İmkansızı Başarmak Dedim...
-Senin İçin Olmaz Dediler
 Dünya da Olmayacak Şey Yok Dedim...
-Senin İçin Zor Dediler.
Kolay Olsaydı Değeri Olmazdı Dedim...
-Onda Bulduğun Nedir ki Dediler.
Herkeste Arayıp Bulamadığım Dedim...
-Senin için O Ne Dediler.
Hayattaki Gülen Yüzüm Dedim...
-Ona Öyle NasıL Bağlandın Dediler.
Ben Değil O ''Bağladı'' Dedim...
-Oda Senin Gibi Sevdimi Dediler.
İşte Cevap Veremediğim Tek Şey Buydu...
-Eğer Bunu Bilmiyorsan Vazgeç Dediler.
 ''Vazgececek oLsaydım Sevmezdim'' Dedim...
Seni seviyorum' diyen, Seni gerçekten seven değildir. Seni gerçekten seven; 'Seni seviyorum' demeye çekinendir.
Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
Biri seni bulacak...
Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
Biraz ürkeceksin!Ne kadar dirensen de nafile.
İnsansın sonuçta, seveceksin..
Eski acılara bakıp da küsme sevdalara.
Gâvura kızıp da oruç bozulmaz!
Sök at kafandan acaba'ları.!
Bir kemik aynı yerden iki defa kırılmaz...
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Gözüm senden başkasını görmüyordu. Artık senden başka herkesi görüyorum. Çok mutluyum her gün başka renk, ama ben siyah-beyaz ‘seni özlüyorum’ ..

16 Ocak 2013 Çarşamba

Bir şey kaldı gecelerden birinde
Senden.
Öncesinde bilinmemiş birşey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar'ın arasında kaçamaklı.

Veriliş rengi başka, alınış rengi başka..
Söylemeye vakit kalmadan
Dudakların altına bırakılmış bir şey.
Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.

Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.
Affedince yorulur insan, yalnız kaldığında birde. Ama insanı en çok yoran şey hayal kurmaktır, olmayacağını bildiği halde.
Seni, senden de yakın yalnız ben tanıyorum
Sana, seni en sıcak bir ben anlatıyorum
Kimse varamaz senin ben kadar yakınına
Çok zamanlar kendimi sanki sen sanıyorum
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5:45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi…

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
Sensiz de denizi seyredebiliyorum.
Hem dalgaların dili seninkinden açık.
Ne kadar hatırlatsan kendini boş.
Sensiz de seni sevebiliyorum.
Beni bundan böyle
Beklese beklese
Hüzün bekler,
Çağırsa çağırsa
Hüzün.
Neden mi?
Neden olacak.
O kadar gezilip görüldü ki.
Hep ben bir şeyden,
Bir yer’den
Bir kimse’den uzaktaydım
Ve kendimden.
Ölüm beklemez beni.
Çünkü, ben yine de
Bir şeye,
Bir yer’e
Ya da bir kimseye giderken de
Kendimden uzakta olacağım.
İşte
Bunun adı hüzündür.
Yalnız’ın odasında,
İkinci bir yalnızlıktır,
Ayna.
Öyle bir dünyadayım ki şimdi,
Ellerim tutabildikleriyle kalmış.
Benim yalnızlığımı kim çoğaltırsa çoğaltsın
Sen varsın
Ben belki ölmüşümdür,o yolu bulmuşumdur
Ben ölü oldukça sen hep doğarsın.
Ve bazen hayattır sevmek,
Birini çok uzaktayken bile yüreğinde taşıyabilmek.

Yanına kadar koştuktan sonra, bir adım daha atamayacaksan eğer; oraya kadar sakın koşma.
Sana değil, bekleyene yazık olur.
Hepsinin gelmesini bekleme;
Bir kişi gelmeyecek.

Sen alışmayasın diye,
Korkmayasın diye,
Düşünesin diye..

Kendine yetmen için..
Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde
Sen kaçmayasın diye.

Gelenler gitmeyecekmiş gibi..
Doğumlarda ölümlerde
Duyasın diye.

Bildiğini bildirmek için
Bilmeme'yi öğrenmelisin.
Tam kalasın diye.

Hepsinin gelmesini bekleme,
Sen var olasın diye.
Bir kişi gelmeyecek,
Sen, bir olasın diye.

15 Ocak 2013 Salı

Senin yokluğun benim yalnızlığımı yapmaz
Yalnızlığımı anlatır .
Benim yokluğum benim yalnızlığımı yapmaz
Varlığımı çoğaltır.
Ben kendime
Yalanlar söyledim

Sonra ben o kendimden
Onları dinledim

Dinledim
Dinledim
Yalnızın gelmesi de yoktur,gitmesi de..
Onun kalması vardır hep.
Bir akşam üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya.
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun.
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebebsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya.
Bunu bilen ben değildim.


Bir kitap okuyordun dalgın.
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın.
O ölen ben değildim.
Gecikmiş bir gizlemi,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı..

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi ?
Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.
Aşk kaçmaktan çok kovalamayı sever,
Görmekten çok özlemeyi,
Dokunmaktan çok düşlemeyi,
Ve aşk öyle haindir ki,
Nerde imkansız varsa onu sever...
Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması.
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi...
Sana geliyorum, sana,
Beni anla, içimdeki şeytan.
Yalnız sensin doğru söyleyen.
Gerekince kaçan, gerekince gelen.

Denizin yüzünde geceleyin,
Karanlıkları işleyen renkleri görmek senden.
Senden bazı kelimelerin farkedilmemiş güzelliğini anlamak,
Unutulmuş yaşamaya başlayıvermek birden.

Sana geliyorum, doğru sana,
Susmamak için.
Çünkü sensin dinleyince dinleyen,
Bakınca bakan, görünce gören.

Sevmesini iyi bilirim, düşünmeyi öğrendim.
Duydum nedir can vermeden ölmek.
Artık bütün kapıları açıp kapayabilirim.
Sen anlarsın bunlar ne demek.

Sana geliyorum, yalnız sana,
Yalansız, gizlisiz.
Olduğu gibi anlatacağım ne varsa,
Bil, bilsinler, biliniz.

Sen,
Vurunca vuran, gülünce gülensin.
Sesin, yüzün, ellerin yüzde yüz senin.
Sen ölmeyensin.

14 Ocak 2013 Pazartesi

Aşk kaçmaktan çok kovalamayı sever,
Görmekten çok özlemeyi,
Dokunmaktan çok düşlemeyi,
Ve aşk öyle haindir ki,
Nerde imkansız varsa onu sever...
Sesini duyuyorum rüyalarımda,
Gözlerimi kamaştırıyor ışığın,
Rüzgar sen gibi dokunuyor bana,
Ben doğuyorum...
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.
Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben.
Bir yere gidiyorum,
Delice.
Aklımda sen.
Vurdun, acısı daha geçmedi,
Biliyorum, geçecek.
Ama öyle ağır konuştun ki ardından.
O, gittikçe gerçek.

13 Ocak 2013 Pazar

Şekersiz içilen çayın içindeki çay kaşığı kadar anlamsızdı
bazı insanlar...
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Gidiyorum; sana bir yığın hatıra bırakarak.
Anmak mı ? Anma,baskaları duymasın.
Hatırlamak mı ? Hatırlamayabilirsin.
Unutmak mı ? Unutamazsın.
Seni öylesine düşündüm ki,
Öylesine, yaşama’dan önce.
Senden başka bir şey yok sanki.
Ama nasıl da varsın derim sana,
Düşüncelerimce.

Seni öylesine, buldum ki,
Öylesine, kendimden fazla.
Yalnız sensin gölgesiz,
Ayrılmamacasına, yanımda..
Akların arasında karan,
Karaların ortasında akınla.

Öylesine istedim ki seni,
Senden önce..
Öylesine, her şeyin içinde,
Öylesine dışında,
Gün, gece.

Seni öylesine yaşadım ki,
İnan..
Artık nereye baktığım belli değil,
Ne yaptığım belli değil,
Vardığım sonrasızlıktan.
Saçların uçuşurdu rüzgârdan.
Yanından seni seyrederdim.
Güneş yakardı, deniz yanardı..
Sen konuşurdun, dinlerdim.

Gülerdin..
Susardın, düşünürdün.
Benimle el  ele yürürdün..
Yol biterdi.

Görmezdim seni..
Zaman yıl yıl geçerdi.
Uzaktan, çok uzaklardan
Seni seyrederdim.
Okulda,anladıkça başaracaksın.
Yaşamda,başardıkça anlayacaksın.
Gelecek mutlu mutsuz,inanmasan da;
Gözlerin yaşardıkça anlayacaksın.
Bazı yüzlere başkaları yazılmıştır.
Gülüşlerinde sıralarını bekleyen.
Kapalı susmalar yazılmıştır.
Kendi kendilerini kilitleyen.
Ben de gittim düşünmeden,
Senin susmaların gibi...
Sonunda saksılardaki çiçeklerin tümü soldu.
Sen bana
Sen desen de, demesen de olur
Ama ben sana sen diyeceğim .
Düşün dur .
Eskiden bir deyim vardı
Mutluluklar için söylenen..
Gül bahçesi, kuş kafesi
Gibilerden.

Demek onun için
Gül uçtu kafesinden,
Kuş da bahçesinden..
Kafesle bahçenin yersizliği yüzünden
 Of dudağım acıyor ' dediğimde, ' Öpeyim de geçsin ' diyen sevgili. ' Yüreğim acıyor ' dediğimde çekip gitti...
Yalnızlık paylaşılmaz,paylaşılsa yalnızlık olmaz....
Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun? dedi. Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an. Bozmadım..
Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim
Kim kimi kimde bilirse bilsin
Ben seni bilmediğin bir yerde bekleyeceğim.
İnsan büyüdükçe mi artıyor dertleri?
Yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?
Bir dakika, bir sözcük, bir sen, bir ben...
Ne önemli, ne geniş konular.
Gelmeyecek bir gideni, olmayacak bir nedeni beklediniz mi..?
Seni övüyorum,
Öğretileri gülünç kıldığın için
Ve eleştirdiğinden
Donacaklaşmaya yönelik inançları.

Seni, en çok seni özlüyorum
Ve öykünüyorum,
Öykülüyorum seni..
Seni yoruyorum,yorumluyorum.

Seni her gördüğümde,
Her karşıma çıkışında sen,
Her saklandığında,çocuksu..
Karşımda..
Senin her karşına durduğumda
Ben
Senin yanında
Seni düşünüyorum

Seni
Ben
Hiç unutmuyorum.
Ve bir gün aşk kapını çalar,
Ama hayatın misafir kabul edemeyecek kadar dağınık"tır.
Bundan böyle erişemezler
Ne benim senime
Ne de senin benime

Ben sen varken
Kalmam kendi kendime

Sana iyi sözler söyleyemem
Sen var ol derim
Sana değil sen'e.
Sevgi'nin önü, içi, ardı vardır.
Aşk'ın öncesi, süresi vardır, ötesi yoktur.

12 Ocak 2013 Cumartesi

Yalnız kalmak istiyorum
Seninle olmak için.
Var mı bir yer var mı
Işığını almayan güneşin?

Keşke hep çocuk kalsaydım..
Ayakkabı numaram yirmi beşi geçmeseydi...
Ellerim minicik, ayaklarım küçücük,
fakat hayallerim kocaman olsaydı, hiç yıkılmasaydı.
Ölüm nedir bilmeden,
AŞK nedir tatmadan,
öfke nedir görmeden,
yalan nedir duymadan,
kalbim hiç kırılmadan veya bunları hiç anlamadan hep çocuk kalsaydım....

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez.
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar
Adına düğümlendi.

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç,
Başka şehirleri özleyelim orada seninle.
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar
İkimize yetmez.
Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması...
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası...

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.
Kendimizden bir adadayız,
Dört yanımız başkalarından...

İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Seni öylesine düşündüm ki,
Öylesine, yaşama’dan önce.
Senden başka bir şey yok sanki.
Ama nasıl da varsın derim sana,
Düşüncelerimce.

Seni öylesine, buldum ki,
Öylesine, kendimden fazla.
Yalnız sensin gölgesiz,
Ayrılmamacasına, yanımda..
Akların arasında karan,
Karaların ortasında akınla.

Öylesine istedim ki seni,
Senden önce..
Öylesine, her şeyin içinde,
Öylesine dışında,
Gün, gece.

Seni öylesine yaşadım ki,
İnan..
Artık nereye baktığım belli değil,
Ne yaptığım belli değil,
Vardığım sonrasızlıktan.
Ben alev alev yanıyordum sevdadan
Yüzüm,gözüm,kulaklarım sımsıcak
Sen üşürdün yumul yumul, bir kucak
Isındıkça ürperik, ısındıkça sevdadan

Bir soba söndü birden mangal küllendi
Sevdanın kuşları uçuştu dallarından
Gözlerdeki ışık gölgelendi
Susmalar esiyor karanlıklardan.
Ben seni var kıldım,
Senin yüzünden.
Seni, ben yok ettim,
Senin yüzünden.
Ve aşk öyle haindir ki;
Nerde imkansız varsa onu sever...

Bir aksam üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebebsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim.

Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın..
Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım..
Keşke senin adın yalnızlık olsaydı
ve ben hep yalnız kalsaydım..
Ne iyi olurdu, herkesin,
Ben yalan söyleyebilirim,
Ama sana değil...
Bir, sen'i olsaydı..
Ne iyi.

Şimdi herkesin bir sen'i var,
Yalan söylediği.
Ama ben en çok şeyi
En kısa zamanda sana söyledim...
Yalnız sana.
Unutmayı öğrendim, unutmayı unuttum. Unutmaya giden unutmayı öğrendim. Bir yalan hazırladım, ilk başkasından duydum.Yüzüme susanlardan, konuşmayı öğrendim...
Herkes herkesi seviyor.
Hepsi de başka türlü seviyor.
Herkes herkesi sevmesin,gerek yok.
Adam azaldı, sevgi de elden gidiyor.

Bana, sen haklısın diyorlar,
Hayır hayır, ben çok haklıyım, bilen biliyor.
Bu yarışın dışında kalanlar,
Adamı sevgi, sevgiyi de adam ediyor
O artık buraya gelmeyecek,
Oraya gelmeyecek,
Desem duymayacak,
Duysam bilmeyecek,
Ağlasam görmeyecek,
Beklesem olmayacak.
Demek ölmek,
Ad-ad, adım-adım gelen,
Birden giden,
Kalandan alan,
Alanda kalan.
Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanin kendine mektup yazması
Ve dönüp-dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.

Sana geliyorum, sana,
Beni anla, içimdeki şeytan.
Yalnız sensin doğru söyleyen.
Gerekince kaçan, gerekince gelen.

Denizin yüzünde geceleyin,
Karanlıkları işleyen renkleri görmek senden.
Senden bazı kelimelerin farkedilmemiş güzelliğini anlamak,
Unutulmuş yaşamaya başlayıvermek birden.

Sana geliyorum, doğru sana,
Susmamak için.
Çünkü sensin dinleyince dinleyen,
Bakınca bakan, görünce gören.

Sevmesini iyi bilirim, düşünmeyi öğrendim.
Duydum nedir can vermeden ölmek.
Artık bütün kapıları açıp kapayabilirim.
Sen anlarsın bunlar ne demek.

Sana geliyorum, yalnız sana,
Yalansız, gizlisiz.
Olduğu gibi anlatacağım ne varsa,
Bil, bilsinler, biliniz.

Sen,
Vurunca vuran, gülünce gülensin.
Sesin, yüzün, ellerin yüzde-yüz senin.
Sen ölmeyensin.
Konuşmak susmanın kokusudur.
Ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma.
Yalan korkaklığın tortusudur.
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.

Saçların uçuşurdu rüzgârdan.
Yanından seni seyrederdim.
Güneş yakardı, deniz yanardı..
Sen konuşurdun, dinlerdim.

Gülerdin..
Susardın, düşünürdün.
Benimle el - ele yürürdün..
Yol biterdi.

Görmezdim seni..
Zaman yıl yıl geçerdi.
Uzaktan, çok uzaklardan
Seni seyrederdim.

11 Ocak 2013 Cuma

Bir zamanlar senin çirkinliklerin de güzeldi.
Şimdi güzelliklerin bile çirkin.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek.
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Benim
Uçurtmam
Bir gün
Unuttu ipini
Kopardı gitti
Bilmediğim bir yere.
Seni düşlerime aldım,
Uykusuz kaldım.
Seni uykularıma aldım,
Düşsüz kaldım.
Başıma aldım, sensiz;
Gönlüme aldım, başsız,
Sensiz, yollarda pulsuz,
Pullarda mektupsuz kaldım.
Sana adlar aradım..
Ardında adsız kaldım.

Artık benim mutluluk denen bir kavramım olmayacak. Daha mutsuz olmamak için...
Beni bundan böyle
Beklese beklese
Hüzün bekler,
Çağırsa çağırsa
Hüzün.

Neden mi?
Neden olacak..
O kadar gezilip görüldü ki..
Hep ben bir şeyden,
Bir yer’den
Bir kimse’den uzaktaydım
Ve kendimden.

Ölüm beklemez beni..
Çünkü, ben gene de
Bir şeye,
Bir yer’e
Ya da bir kimseye giderken de
Kendimden uzakta olacağım.

İşte
Bunun adı hüzündür.
Beni yokluğunla savaştırma 'KAYBEDERİM' ! ... ölürüm ...
Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir
Özleyecekse özlenen, özlemek güzeldir.
Ve sevecekse sevilen; O hayat herşeye bedeldir...

Kaçmak istedikçe sana yakalanıyorum.
Söndürmek istedikçe sana yanıyorum.
Yenildim işte!
Yine de seviyorum.
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.
Sevgi nedir biliyormusun..?
Aşktır..
Dostluktur...
Acıyı paylaşmaktır..
Uykuları feda etmektir..
Sahiplenmektir..
Kıskanmaktır..
Kaybetmekten korkmaktır..
ßazen çaresiz kalmaktır..
Özlemektir..
Sevgi katıksızdır..
Yalansız ve masumdur..
ßazen barış, bazen küstür..
Sevgi ayrıyken bile biz kalabilmektir..
Sevgi gecenin en derininde bile umuttur..
Sevgi sahiplenmektir..
Sana ait olanı paylaşmamaktır..
Uğruna ölmekten korkmayacağın bir kavramdır..
Sevgi güvenmektir..
Güvenirken bile, kıskanmaktır..
Sevgi hiç görmesen, duymasan, dokunmasan,
Onun hangi duyguda olduğunu anlamak ve hissetmektir..
Sevgide onca şey varken,
Sevgi anlatılmaz, SADECE YAŞANIR...
İkide Bir
Dilimde
İsmine Rastlıyorum,
Sen
Kalbime Düşeli
Sarhoş Değilim Ama !
Bir Hoş Oldum,
Beni Bende
Hiç Bulamıyorum..
Ne Zaman
Kendimi Arasam
Kalbimde Sana Dolaşıyorum,
Gözlerine Takılıp
Aşkına
Düştüğümde Anladım !
Kör Kütük
Seni Seviyorum....
Bu Sevdanın Adı
Aşk
İse
Kimsenin Günahına Girmiyelim,
İkimizden Başka
Suçlu Arama Sevgilim !
Hadi Gel
Kendimize
Ömür Boyu
Bir Ceza Verelim
Ayrılığa İnat
Bizi
Bize
Kelepçeliyelim....
HaNi Bazı şehirler Vardır ya saat ondan sonra Kimseler kalmaz.. Sende o şehirler gibisin Senden sonra Kimse kaLmadı...
"bir zamanlar deli gibi hesap sorduğun birine, gün gelir hatır bile soramazsın..."

9 Ocak 2013 Çarşamba

Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var. Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.

Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu,diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?

Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.

Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.

Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Yapış yapış, vıcık vıcık bir yalnızlık bu. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.

Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başı içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.

Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.

"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum da.

Neler yazmışım diye merakımdan.

Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde.

7 Ocak 2013 Pazartesi

Aşkı ve öfkeyi söyleyemediğinde insanın konuşmaya dair hevesleri de bir bir yok oluyor.
Susuyorsun.

Özledim…
Tahmin edemeyeceğin kadar hem de, tahammül edemeyeceğin bir şekilde… Bu yüzden ne anlamanı ne de hissetmeni beklemeyeceğim.
Panayır alanında annesinin elini kaybetmiş bir çocuğun şaşkınlığı var üzerimde, tedirginim.
İşte o el kadar ihtiyacım var sana, bilmiyorsun.
Çok özledim…

Sadece Bil İstedim...
Sevgi bin kilometre ötede bile olsa gelir dokunur bize.”
Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren! Çünkü; en çok ona ihtiyacın olacak...!
Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım.
Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır..
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
"Duygularınıza dikkat edin
davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin
alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin
değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin
karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin
kaderinize dönüşür... "

''Herkesi sev, azına güven, haksızlık etme hiç kimseye
kaba güçle değil zekânla çık düşmanın karşısına
kendininmiş gibi savun dostunun hayatını
gevezeliğin için değil, suskunluğun için kızsınlar sana...''
''Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki...''

Sen şimdi yazdığım şiirleri kendi üstüne alınıyorsun değil mi sevgili? Sana kafiyeli cümleler fazla gelir! Satır aralarındaki boşluklarda oyala kendini.
"Asla aşk acısı çeken birine aşık olmayın. Çünkü o yaralıdır ve yara bandı olarak sizi kullanır.!"
Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş.Ama sen gitme, ben cahil kalayım!.
Sana ihtiyacım var, gel ! Diyebilmekmiş güçlü olmak, sana 'git' dediğimde anladım. Biri sana git dediğinde "kalmak istiyorum" diyebilmekmiş sevmek, "git" dediklerinde gittiğimde anladım .
Beklediğin bir şey, anca sen onu beklediğini unuttuğun zaman gerçekleşir. Bu hayatın; sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir...
Papatya kızmadı hiçbir zaman yapraklarından fal bakılmasına. Gün olur belki sevmeyi de öğretebilirim umuduyla...

6 Ocak 2013 Pazar

Bir silgi olsaydın ne silmek isterdin?
Hatalarını mı yoksa kötü anılarını mı ?
Yoksa başarısızlıklarını mı ?
Kalem olsaydın kimi eklemek isterdin hayatına.?
Seni dinleyecek birini mi?
Sana küçük mutluluklar yaşatanları mı?
Yoksa her daim yanında olanları mı..?
Şimdi durup bir düşün, neler eklemek isterdin?
Neler silmek isterdin?

4 Ocak 2013 Cuma

-Kaza Yapan Şöförün Dediği Gibiydi Hersey
-Bir Anda Çıktı Karşıma
-Ne Yapacağıma Bilemedim
- '' Seviyormusun beni " dedi.
- " Evet " dedim.
- " Peki ne kadar seviyosun ? " ...dedi.
- " Minik bir serçenin göz yaşı kadar. " dedim.
- " O kadarcık mı ? O kadar mı değersizim ? " dedi
- " Serçeler göz yaşı döktüklerinde ölürler. " dedim .
- ''Sustu ."
Herkes herkesi aynı sevemez dostlarım.. Kimileri gururunun yettiği kadar sever, Kimileri de ömrünün yettiği kadar..
Siz hiç çok özlediniz mi?
Ben özledim mesela.. çok demek de yetersiz. her gün özledim, her gece özledim. Hiç sıkılmadan, hiç usanmadan özledim.
Özlemekten bıkmadım hiç.
Sabah gördüm, akşam özledim.
Ve sevdim ben..
Hem sevdim hem özledim..
Neden zor bu kadar seni sevmek ve bulamamak,
Dokunmak istedikçe uzaklaşmak,düşündükçe unutmak,
Neden bu kadar zor seni sevdiği halde söyleyememek,
Hep bir şeyler gizlemek,sana sahip olacağım yerde seni KAYBETMEK.
Gölgeler düşsede yüreğinin üstüne güneşini sakın söndürme, umut yoksa yarınlar uzak kalır insana, unutma Bir Sen Daha Yok Bu Dünyada…
Sonra;
"Bir gün herkez sevdiğine kavusacak dediler"
Başladık ölümu beklemeye . . .
"Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar, ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar. Ve sırf dardı diye kafalar, düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik, "Sarılmak yakar bizi" deyip aşk'ı hep, uzaktan sevdik."
Annemin Allah Belanı Versin" Dediği Gün Tanışmıştık Seninle!!

Çok hata yaptım şimdiye kadar.. İnkar etmiyorum!
Ders aldıklarım oldu; almaya vakit bulamadıklarım..
Duyduklarım doğruysa zaferlerim de olmuş;
Ahımı alanlar fatura ödüyormuş..
İyiki yapmışım dediğim şeyler de var keşkelerim de..
... ... ...Şimdi yeni bir hayatım var.
Yeni insanlarla yeni yerlerde yeni zamanda..
Eskiler de var.. Ama çoğu eski yerlerde eski zamanlarda..
Geri döndürmek istediğim zamanlar var engellemek istediğim başlangıçlar..
Ama ne yazık ki yazdığım zamana bile geri dönemiyorum..
Hayatımdan seneler çalan insanlar iyi ki çalmışlar; iyi ki olmuşlar hayatımda..
Büyütmüşler beni( Sayelerinde Sahtelikten korunmayı öğrendim )..
Hafızamdan silmek istediğim görüntüler silemediğim sözler var.
Duymamış olmayı denediğim ama duyduğum..
Kimilerinin gözüne sokmak istediğim gerçekler var.
Bende saklı kalmasını doğru bulduğum..
Ve hepsinin bir yeri zamanı var içimde tuttuğum

Sesini hatırlamıyorum bile,
Ama söyledikleri hala aklımda..
Keşke giderken bende hiçbir iz bırakmasaydın. Çünkü seni unutmak istedikçe en çok senden kalanlar seni hatırlatıyor, sen değil!

3 Ocak 2013 Perşembe

Her gece işgaline uğradığım yalnızlıklarda
Sevdim o umut dolu gözlerini. Boğazımda geçirilmiş soğuk iplere
Ayaklarımda paslanmış zincirlere aldırış etmeden
Her soluğumda gülüşlerini sevdim.
Dili olmayan yüreğimin, hüznü hic solmayan gözlerimin
Tek umudu olarak yüreğindeki baharları sevdim.
İçimde büyüyen ırmaklara acılarını verip
Gözlerindeki ışıklarda ısınmayı sevdim.
... Kesik kesik öksürmelerime inat
Soluğuma çizilen kısa ömre inat
Yüreğimin haritasındaki
Gülüşlerinin sıcaklığını sevdim.
Karanlıkların bulutla yağdığı hasretine
Varlığının mutluluklarını siper edip
Gözyaşlarındaki ıslaklığını sevdim. Susmalarında bir nefes
Bakışlarında bir dem olmayı
Senin yüreğinde bir nefes olmayı sevdim.!!!

Hayal Kurmayı Seviyorum,Çünkü Orada Herşey Yolunda...
Sen yine duymayacak olsanda; ben yine sessizce Allah'a emanet ettim bu gecede seni.
ben silmem kimseyi...mürekkebine göre barındırırım insanları..herkes kendi yazısını kendi yazar hayatıma..gülüşler geçer üzerlnden yazıların,sahtelikler yıpratır..ucuzsa mürekkebi;yazan siler kendini..herkes kendi yazısını yıpratır aslında..dedigim gibi ben silmem kimseyi..içten yazılmamış her yazı zamanla ucar gıder hayatımdan...
Yaprak sıkılmıştı ağaçtan, bahane idi sonbahar..
Hayatın bize sorduğu en zor matematik sorusu; Aklını başına "topla" ve kalbinden onu "çıkar " .
“Daha son sözü söylemedi hayat, Belki yarınlar, mutlu sonlar var.
Yeniden başlamak yorar insanı ama, sonunda kavuşmak mutlu olmak var.”

1 Ocak 2013 Salı

Sen beni öyle bir hale getirdin ki, dostlarım bile güldü ama ben seni öyle bir hale getireceğim ki düşmanların bile ağlayacak..!
Sen hiç hasreti tattın mı severken , hiç ağladın mı gülerken , sen hiç sevdin mi sevilmiyorken ve hiç ayrılmak istedin mi canından çok severken..
Bi şehir ol.
Mesela,
İstanbul gibi..
De ki;
Boğazım kuruyana kadar seveceğim seni.
Kör,sağır ve dilsiz çölde gidiyorlar, sağır ölüyor. Dilsiz, köre sağırın öldüğünü nasıl anlatır ? '' seni sevmek de öyle işte..
Uzaklık diyip dert ettiğin
Nedir ki sevgili.
Biz yaradanı görmeden
Sevmedik mi.?
Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.
Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
Belki de içten içe sinsice güldüler.

Ama asıl unuttukları şuydu;
...Ben aldanmadım..!
Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.
Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,
Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.
Oysa ben hiç insan kaybetmedim.
Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim .
Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen;
Değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın
Başım önde bu aralar.. Suçlu olduğumdan değil ! Görülmeye değer hiçbirşey kalmadığından...
Kimi sevsem onun hep uzakta bir sevdiği vardı unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi...
Kimi derinden sevsem o da bir başkasını derinden hatırlardı.
Öylesine çok sevdim ki onları başkalarına duydukları sevgiyi anlatmalarını sessizce içim acıyla kanayarak dinledim.
Beni yitirmekten hiç korkmadılar: çünkü onlara göre fazla iyiydim;bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden

Kulaktan kulağa oynamak kadar ilginçtir aşk aslında. Sen ona 'Seni seviyorum' dersin, o başkasına. . . !
Peki ya aşık?
Sadece eksik.

Peki ya sen?
Hâlâ bekliyor musun?
Beklemek, şimdi hiç duymayan birine,
Dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız.
Peki ya umut?
Umut, şimdi hiç görmeyen birine,
Gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız.
" İnsanlar beni farklı buldukları için gülüyorlar, bende onlara gülüyorum. Çünkü onlar hep aynı."
''Belki de aşk, birinin elinden tutup, onu el oluncaya dek yakınından seyretmektir.'' 
Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tat ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili..