30 Kasım 2012 Cuma

...Ve sana bir sır da ben vereyim mi ?
Onu hiç unutamayacaksın…
O mu ?
O bazen pişman olacak, sende bıraktıklarına üzülecek, ağlayacak belki bazen…
Seni hatırlayacak arasıra,
imlasız depresyonlar yaşayacak kağıtlara,
Eli telefona gidecek istemeden…
Ama seni bir daha hiç sevmeyecek;
Daha önce sevmediği gibi…

Yine de dönecek birgün; kalmak için değil, seni nasıl yıktığını görmek için!..
Her insan izlemek ister; uğruna bir ölümü…
“Ve seni her an biraz daha kaybediyorum”.
“Çok gereksiz şeyleri çok düşünüyorum.
Sanırım o yüzden sürekli aklımdasın”.
Hangi ilaç iyi gelir yürek yarasına,
Hangi merhem tüm kırılmışlıklarını onarır,
Hangi silgiler siler söz sıyrıklarını?
Özlemenin şifası var mıdır?
Ya hasretin?

İyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın,
Özellikle de şimdi, bu yaşlarda.
Seni tüm zaaflarınla, hatalarınla kabul eden,
Tüm korkularınla bilen,
Hesapsızca ve sorgusuz,
Şartsız ve koşulsuz,
Bencilce olmayan?

Benim’den önce senin olan,
Onaylamasa da kabul eden bir yumuşaklıkta,
Kalbinin içi kadar bir uzaklıkta,
Sonuçta değil süreçte iyi gelen,
İyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın.
Düşüncesi bile gülümseten,
Omuzlarındaki tüm yüklerinden seni azad eden,
Keder değil yaşama sevinci veren,
Tüm yaralarını kendi bile fark etmeden saran,
İyileştiren, iyi gelen sevgilere ihtiyacı var insanın.

Beklentileriyle yormayan, fazla soru sormayan,
Yanında sen gibi sen olduğun,
Tüm yanlış bildiklerini unuttuğun,
Hiçbir hesap yapmadığın, yapamadığın,
İyi gelen, iyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın.

Seni kalıplar içine sıkıştırmayan,
Tüm kayıp taraflarını bakışlarıyla bulduran,
En beceriksiz taraflarını,
Sevimli bir çocuğun yaramazlığı gibi görüp, seni sevmeye daha da sarılan,
İyileştiren, iyi gelen sevgilere ihtiyacı var insanın.
“Yatarken bana arkanı döndüğünde bile özlüyorum seni; Yokluğunda kafayı yerim ben.”

20 Kasım 2012 Salı

Sensin yaşadığım hayat aslında
Berraktır hayallerimi yüzdürdüğüm sular,
Düzlüğüne çıktığım zaman karanın,
Bakarım son defa acılar içinde geriye,
Dertler bu sefer topraktada başlar,
Kızarım kendime gün geçtikçe,
İçime attıkça her iki kelimeyi,
Vurgun yedikçe yüreğim,
Dağıtır beni isyanın dokunuşları,
Boşver hayat uğraşma benimle,
Belki uğraşılacak kadar sevmedim ben bu hayatı,
Bırakırım bir kenara içimde yaşattığım tüm eylemleri,
Ey hayat,
İsyan ettirsende kırsanda sen beni,
Bir kadın var arkamda,
Çembesini taksalarda bu hayatın,
Düşürselerde,
Beni benden alsalarda,
Bırakmamaya yeminini ettiğim
Bİr insan var uzağımda
Hayatıma düzlük katan
ve
Engelleri kaldıran
kadınımsın sen benim

içimde bir gizli hüzün var sanki..
bir gölge kadar yalnızım..
kendine bakan bir ayna misali..
üzgünüm şimdi dargınım.
acıyım.. acıdan öteyim belki
kaybolan yıllar ardında.
hayaller, kırıldığında...
bir taşın suskunlığunda...
ayazda kalmış bir kuş yüreğim.
soğuk sert taşlar gibiyim..
bitmeyen kışlar gibiyim ..
bağrıma şimdi taşmı basayım...
Hep sesine bir kulaç kala boğuluyorum...bilmem
Sen mi erken demir alıyorsun, ben mi geç kalıyorum..
köhne gemiler geçiyor içimden
hangi sokağa dalsam hangi kapıyı açsam
ardında sen..
Özlediğiniz tenin kokusu, bαşkα vücutlαrα sindiği zαmαn yαnαr αslındα cαnınız.

19 Kasım 2012 Pazartesi

Keşke şöyle yapsaydım belki severdi, deme.
O senin için ne yaptı da sevdin sanki ?
Akıl işi değil, gönül sevdi mi gerisi bahane.

Mutlu olmanın yolunu karşındakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık !
Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.

“Biz önceden küçük şeylerle mutlu olan insanlardık.
Sonra aklımıza sevda diye bir şey soktular, toparlanamadık”.
“Ve seni her an biraz daha kaybediyorum”.

18 Kasım 2012 Pazar

‘Benim şamdan sandığım şey meğer onun elleriymiş...
Beş mum yerine beş parmağını uzatırmış...
Alev alev yanarmış parmakları!
Meğer o kendini yaka yaka bana ışık tutarmış!’’
“Sen azda olsa sev, üstünü ben tamamlarım...”
“Ne giden gelir, ne kalan vazgeçer beklemekten.
Sen hangi aşkın yalanıydın ki bu kadar düşüncesiz gittin?”
“Arasam, biliyorum açmayacak ya da açıp kalbimden geçen her şeyi bozacak.
Dönsem, biliyorum özlediklerim aynı olmayacak.
Başlasak, biliyorum birbirimizden daha çok nefret edeceğiz.
Bu kadar şeyi biliyorum, ama soluk borumun ucunda sızıya dönüşen hissi ne yapacağımı bilmiyorum”.
“Bir gün hayatına birisi girecek ve o gün, daha öncekilerle neden işlerin yürümediğini anlayacaksın.”
...Ve sana bir sır da ben vereyim mi ?
Onu hiç unutamayacaksın…
O mu ?
O bazen pişman olacak, sende bıraktıklarına üzülecek, ağlayacak belki bazen…
Seni hatırlayacak arasıra,
imlasız depresyonlar yaşayacak kağıtlara,
Eli telefona gidecek istemeden…
Ama seni bir daha hiç sevmeyecek;
Daha önce sevmediği gibi…

Yine de dönecek birgün; kalmak için değil, seni nasıl yıktığını görmek için!..
Her insan izlemek ister; uğruna bir ölümü…
“Ki sen;
bu saatten sonra,
tek yolun benim desen,
ayaklarımı keser,
-yine de, bir adım bile atmam sana...”

17 Kasım 2012 Cumartesi

Biriyle tanıştığımızda iki şey olabilir; Ya arkadaş oluruz, ya da karşımızdaki kişiyi inançlarımızı kabul etmesi için ikna etmeye çalışırız. Kor ile kömür karşılaştığında da aynı şey olur; Ya ateşini karşısındakiyle paylaşır, ya da kömürün yoğunluğu altında boğulur, sönüp yok olur.
Keşke.. Keşke diyorum bazen. Seni ilk gördüğümde, bu kadar önemsemeseydim. Gözlerine tutulmasaydım, kafamı yere eğseydim. Duymasaydım sesini, kitlenmeseydim. Bunları geçtim, insanım dedim.. Elimde olmayan sebepler dedim. Amaaa, keşke tekrar seni görmek istemeseydim. Yollara bakıp, seni düşünmeseydim. Beklemeseydim.. Seni sormasaydım, dikkat çekmeseydim.. Keşke. Keşke seninle hiç konuşmasaydım!.. Sende kaybolup, duygularıma yenilmeseydim.. Açmasaydım içimi, ezilmeseydim.. Önce içimde biriktirip, sonra yaksaydım keşke seni.. Keşke, sevgime lâyık görmeseydim.. Bazen keşke diyorum, keşke KIRILMASAYDIM..


Uzak iklimlerin sevdalısı olduğum zamanlarımda farkettim aslında uzaklığın
sadece yürekler arasında olduğunu!
'Belki'leri sevemedim, bu yüzdendir birşey ya vardır yada yoktur diyerek cevap bekleyişlerim.
Gerçek olan hiçbir özlemime isim koyamadım ama hep uzakta kaldı özlemlerim
ve özlediklerim. Yüreğimi ateşe verdim ama yakmadım içindekileri..


Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım.
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil.
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.

Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım.
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım.
Fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım.
''Sana ihtiyacım var, gel! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım.
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım.

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım.
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.

Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım.
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...


16 Kasım 2012 Cuma




En sevdiğim mevsime geldik;
yapraklar sararacak, gök gürültülü
yağmurlar yağacak.
Sonbahar, hüzündür; hüzün ise ben
demektir.
Bir renk karanlığa adını çiziyordu.
Bir bakış sana adını çiziyordu.
Binlerce sevi geçiyordu geceden..
Biri durmuş, yalnızlığını çiziyordu.

Bir umud bir yarına adını çiziyordu.


Bir yarın bir olur’a adını çiziyordu.
Binlerce belki geçiyordu geceden..
Bir bekleyiş bir yitişe adını çiziyordu.

Bir adım bir gidişe adını çiziyordu.

Bir gülüş bir ezilişe adını çiziyordu.
Binlerce dudak geçiyordu geceden..
Bir öpüş bir gizlenişe adını çiziyordu.

Binlerce göz geçiyordu geceden

Bir geçiş bir yola adını çiziyordu.
Bir yol bir yalana adını çiziyordu.
Bir yer bir saklanışa adını çiziyordu..

Bir ışık bir kaçışa adını çiziyordu.

Adım bir aldanışa kendini çiziyordu
Bir söz bir yanlışa adını çiziyordu.
Binlerce oluş geçiyordu geceden.

Bir korku bir kırgınlığa adına çiziyordu

Bir saklanış bir olmazlığa adını çiziyordu
Bir umgu bir inanca adını çiziyordu
Binlerce düş geçiyordu geceden

Bir ölüm bir yaşama adını çiziyordu

Bir yaşam bir ölüme adını çiziyordu
Binlerce bir geçiyordu geceden
Bir ad bir ada adını çiziyordu

Bir yaşam bir yaşama adını çiziyordu.

Bir ölüm bir ölüme adını çiziyordu.
Binlerce eş geçiyordu geceden..
Bir gece bir göze adını çiziyordu.

Bir göz bir geceye adını çiziyordu

Bir el bir ele adını çiziyordu
Binlerce iki geçiyordu geceden
Bir sunuş bir duruşa adını çiziyordu.
Kulağına doğru eğilsem
Desem
Sen gülsen,gülümsesen

Kulağına doğru eğilsem

Söylesem
Sen dursan,bir düşünsen

Gözlerine baksam

Söylemeden sussam

Sen kaşlarını çatsan

Gözlerine baksam

Konuşmadan anlatsam
Sen kızsan.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir.
Üstü kalsın…

15 Kasım 2012 Perşembe


desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır.
rüzgarların en ferahlatcısı senden esiyor.
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.
ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim.
senden kopardım çiçeklerin en solmazını.
toprakların en bereketlisini sende gördüm.
sende tattım yemişlerin cümlesini.
desem ki sen benim için...
hava kadar lazım,
ekmek kadar mübarek,

su gibi aziz birşeysin..
nimettensin nimetten.
inan bana sevğilim inan evimde şenliksin, bahçemde bahar.
ve soframda en eski şarap.
bırak ben söyleyeyim güzelliğini
rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarrıla beraber.
günlerden sonra bir gün
şayet sesimi farkedemezsen.
rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden.
bilki ölmüşüm.
fakat yine üzülme müşterih ol.
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
ve neden sonra tekrar duyduğun gün sesimi..
hatırla ki mahşer günüdür ortalığa düşmüş seni arıyorum...
"Hayat aldığınız nefeslerin toplamı değil,nefesinizi kesen anların toplamıdır."
Yormak istemiyorum artık kimseyi, yorgunum zira.
Kelimeleri yan yana getiresim yok kendimi anlatmak için.
Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için..
Hiç söylenmemiş sözler duymaya ve yeniden
cümleler kurmaya ihtiyacım var.
Yetmiyor bildiklerim.
..

14 Kasım 2012 Çarşamba

''Sevgi sözcüğünü dikkatli kullanmalısın. Dudaklarından kolayca dökülen o sözcük, başka bir insanın mutsuzluğuna neden olabilir.''
Sen.
Pardon "Siz" demeliydim.
Siz kaç yüzlüydünüz?
  

Ben yanlışlıkla hanginizi sevdim?
İn­san ba­zen ver­me­li, al­mak i­çin...
Bir yü­rek ver­me­li ön­ce, bir gö­nül
O yü­re­ğe sev­gi ver­me­li, dost­luk ver­me­li
U­mut ek­me­li o sev­gi, dost­lu­ğu bü­yüt­mek i­çin
Bir ha­yat ol­ma­lı; i­ki ki­şi­nin pay­la­şa­ca­ğı bir ö­mür i­çin
Za­man ver­me­li, an­la­yış ver­me­li
İs­tek­le­ri­ne gem ver­me­li...
Bir öm­rü pay­laş­mak i­çin, i­ki ki­şi­lik sev­gi ver­me­li
Dü­rüst­lük ver­me­li say­gı­la­rı­nı ver­me­li
Ba­zen ta­viz ver­me­li p­ren­sip­le­rin­den...
Ba­zen sı­kıl­ma­lı baş­ka­sı i­çin,
İs­te­me­di­ği şey­le­ri yap­ma­lı pay­laş­mak a­dı­na ha­ya­tı
Bi­raz da ce­sur ol­ma­lı a­dım at­mak i­çin
Ver­dik­ten son­ra bek­le­me­li, al­mak i­çin
Sa­bır­la, u­mut­la­rı sol­dur­ma­dan bek­le­me­li
Bek­le­yi­şin haz­zı­nı tat­ma­lı
Vus­la­tı ar­zu­la­ya­rak, öz­lem­le­re u­mut ek­me­li
İn­san ver­me­li ön­ce ken­di­sin­den

sonradan almak için...


Bir yolun varsa gidilecek sona bırakma...
Bir sözün varsa dilden yüreğe hiç susma.........
Görmen gerekiyorsa birini git yanına...
Okşaman gereken biryürek varsa esirgeme elini...
...Hayat çok zalim...
An gelir...
Elini...gözünü... yolunu... yüreğini alır senden...
O zaman istesende......
Dokunamaz......
Göremez...
Gidemez...
Söyleyemez olursun..
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yanlızsan,için rahat olsun.
Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.

13 Kasım 2012 Salı

Bazen dayanmaktır Sevmek; hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek...
Bazen yaşamaktır Sevmek; soluksuz ciğer gibi sevgisiz kalbin duracağını bilmek...
Bazen ağırdır Sevmek; sevdiğine layık olabilmek...
Ve bazen hayattır Sevmek; birini çok uzaktayken bile,
yüreğinde taşıyabilmek...

Kime Sorsan "Önemli Olan İnsanın İç Güzelliğidir..."Der,
Ama İnsanoğlu İşte...
Dışını Beğenmediği birinin İçini Merak Etmez...!
"Bazen ona bir şeyler yazarsın,
yazar silersin... yazar silersin...
o hiç birini okumamış olur;
ama sen hepsini söylemiş olursun"



Mesafelerin önemi yok, yanımızdakilerin beceremediğini başarıp, taa uzaklardan içimizi ısıtanlar var!...